Dostoyevski - Yeraltından Notlar

1. Kısım: Düşünceler

Bu romanda yazar ilk sayfaya şöyle bi not düşmüş "gerek bu notların gerekse yazarın kendisi şüphesiz hayal ürünüdür". Doğrudur dedim başladım okumaya ama böyle bir eserin hayal ürünü olması imkansız. Yani yazılanların ne kadarı hayal ürünü ne kadarı gerçek sorguladım durdum okuduğum süre boyunca. Yazarı biraz wikipedia'da araştırdım. Dostoyevski sarhoş bi baba ve hasta bi annenin evladı. Daha sonra annesi vefat ediyor.  Bunun ardından Dostoyevski Petersburg'da mühendislik okulunu kazanıyor. Bu sırada babası da sizlere ömür. Okulu başarıyla bitirdikten sonra İstihkam müdürlüğüne giriyor. Tabi hemen burası için yaratılmadığını anlayıp istifa ediyor. Edebiyata yöneliyor. Yazdığı ilk eserler gerek edebiyat camiasında gerekse okurlar tarafından hiç ilgi çekmiyor. Daha sonra depresyona giren Dosto, politikaya yöneliyor. Devlet aleyhine bir komploya karıştığını iddia edip sürgüne sürülüyor Dostoyevski. Tam idam edilecekken affedildiğini söylüyorlar. Daha sonra karısının hastalığı abisinin ölümü derken "Yeraltından Notları" yazıyor yazarımız.

2. Kısım:Kitap Bize Ne Diyor ?
Bu kitapta çok yoğun şekilde hissedebileceğiniz bi kişilik sorgulaması var. Kitaptaki kahramanımız isimsiz (evet bir ismi yok). Kendisi ne fakir ne zengindir. Bu kahramanımız sosyal çevresi tarafından dışlanan, hor görülen ve bundan da acı çeken bir kişiliktir. Varoluşunu herkese duyurmak ister. Kendisine, çevresine hatta dünyaya duyurmaya çalışan küçük bir memurdur. Gerçekten bu varoluşunu çevresine haykırmaya çalışırken nasıl daha fazla kabuğuna çekildiğini iliklerimize kadar hissediyoruz. Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde neden bu ruhsal bunalımlara düstüğünü, neden yeraltında olduğunun gerekçelerini anlatıyor. İkinci bölümde de gençliğinden anılarını dinliyoruz. İlk bölümde anlattığı şeylerin daha bi ete kemiğe bürünmüş haliyle ikinci bölümde okuyoruz. (Zaten ikinci bölüme bir girişim oldu bir çıkışım).
Kitabın ikinci bölümüde 3 hikayeden oluşuyor. İlkinde yazarımızın subayla atışması ikincisi yazarımız arkadaşlarıyla olan bir akşam yemeği ve üçüncüsü bir fahişeyle olan yaşadığı olayı anlatıyor. Yazar bu hikayelerde kendini aklamaya çalışıyor. İlk iki hikayedeki ezilmişliğin intikamını fahişe olan Lisa'dan alıyor.
Aslında kahramanımız tüm hikayelerinde bi intikam alma hırsı var.
Bu eserde insanların itiraf dahi etmekten çekindiği kötü özelliklerini, kendisi çok güzel bir dille aktarmış. Hissediyorsun yani dlöççldçd

3. Kısım:Sonuç

Aynı bedende kötülük ve iyilik varolabilir mi ? Olsa nasıl mı olurdu ?  Olmasını ister miydin ? 
Kitabı al ve oku


Yorumlar

Popüler Yayınlar